Fabrikaya dönüştürülen camiyi tapu kayıtları kurtaracak

Tek parti döneminde satıldıktan sonra fabrikaya dönüştürülen Diyarbakır'daki İbn-i Sin Camii'nin yıkımı durduruldu. Metruk yapının bilimsel olarak detaylı bir araştırmaya ihtiyaç duyduğunu belirten Anıtlar Kurulu, tapu müdürlüğünden Diyarbakır'ın tüm


Tek parti döneminde satıldıktan sonra fabrikaya dönüştürülen Diyarbakır'daki İbn-i Sin Camii'nin yıkımı durduruldu. Metruk yapının bilimsel olarak detaylı bir araştırmaya ihtiyaç duyduğunu belirten Anıtlar Kurulu, tapu müdürlüğünden Diyarbakır'ın tüm dönemlerine ait tapu bilgilerinin kurula iletilmesine karar verdi.

Diyarbakır Suriçi bölgesinde kentsel dönüşüm çalışmalarının başlamasıyla birlikte tek parti devrinde satılan onlarca camiden birisi olan İbn-i Sin Camii gün yüzüne çıktı. 27 sahabenin kabirlerinin bulunduğu Hz. Süleyman Camii'nin karşısında yer alan İbn-i Sin Camii'nin, İsmet İnönü döneminde (1944) satılarak çeltik fabrikasına dönüştürüldüğü anlaşıldı.

Yıllarca fabrika olarak kullanılan metruk yapının 'tarihi eser olup olmadığı' konusunda sanat tarihçileri ile Diyarbakır Müze Müdürlüğü farklı görüşler bildirdi. Müze Müdürlüğü, söz konusu yapının cami olmadığını savundu. Fırat Üniversitesi Öğretim Görevlisi Porf. Dr. İbrahim Yılmazçelik ise metruk yapının 19. yüzyıl Diyarbakır şehir planına göre İbn-i Sin Camii olduğunu tespit ettiklerini, 1733 tarihinden önce yapılan caminin 19. yüzyılda ibadete açık olduğunu söyledi. 1836 tarihinde sübyan mektebine çevrilen caminin 1873 tarihinde Molla Bahri tarafından tamir ettirilerek tekrar ibadete açıldığını anlatan Yılmazçelik, "Abdulgani Bulduk, El-Cezire'nin Muhtasar Tarihi adlı eserinde söz konusu caminin Mürtezapaşa Mahallesi'nde olduğunu yazmaktadır ki, bu da yukarıda verilen bilgileri doğrulamaktadır." dedi.

Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, konuyu Anıtlar Kurulu'na götürdü. konuyu inceleyen Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu, şu kararı verdi: "Gerek dosyaya giren bilgi ve belgeler gerekse alanla ilgili yapılan diğer araştırmalar sonunda 18 ve 19. yüzyıl Osmanlı belgelerinde adı geçen İbn-i Sin Camii'nin de içinde bulunduğu, 'İç Kale Özel Proje Alanı' çok sayıda kültür varlığını barındırdığı anlaşılmıştır. Gerek dosya konusu taşınmaz gerekse alanla ilgili sağlıklı karar üretilebilmesi için ilgili birimlerce bilimsel olarak detaylı bir araştırmaya ihtiyaç olduğu açıktır. Bu nedenle yukarıda ifade edilen araştırmalara esas teşkil edecek bilgi ve belgeler elde etmek amacıyla taşınmaz içindeki moloz yığınlarının el ile temizlenmesi ve yapının tarihlendirilmesi amacıyla harç analizlerinin Diyarbakır Müze Müdürlüğü tarafından yaptırılmasına, Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü'nden taşınmaza ait var ise vakfiyesinin, Tapu Müdürlüğü'nden de tüm dönemlerine ait tapu bilgilerinin Kurulumuza iletilmesine, çalışmalar tamamlanıncaya kadar taşınmaza herhangi bir müdahalede bulunulmamasına karar verildi."